Bir basket ve bir basket daha… işte üst üste, attığı basketlerle kendinden söz ettiren Türkiye’nin ikinci Melih’i, Sıtkı. Değişken bir karaktere sahip olan Sıtkı basketbolda en iyiyi yapmak için gösterdiği hırsı derslerinde de gösterseydi, sınıfımızın bir numaralı ineği olurdu. Ne yazık ki basket ve kızların dışındaki konular onu hiç ilgilendirmiyor. Ama nasılsa kasla göz arasında dersleri de kıvırtmaktan geri kalmıyor. Bu arada arkadaşımızın hoş sohbet biri olduğunu da unutmamamız gerekir. Nerede bir kalabalık görürseniz bilin ki Sıtkı’ nın o, her zamanki tatlı sohbetlerinden birini dinliyorlardır. Konu da, ya grup anıları, ya güvercinleri ya da kızlardır. Bu tatlı konuşmasıyla kırdığı kalpleri hiç bir şey olmamışcasına onarmayı öyle iyi bilir ki, onun bu sempatikliğine dayanamazsınız. Bu özelliği, ile hayatta hiç yalnız bırakılmayacağını umuyoruz, özellikle kızlar tarafından… Sık sık “ekmek çarpsın” demekten bir türlü kendini alakoyamayan yakışıklı arkadaşımızın sürekli inci dişlerini göstererek attığı şuh kahkahaları unutmayacağız.
Bir gün, Sıtkı’ yı bir elinde neşter, bir elinde basket topu ve etrafında bir sürü kızla görebilirsiniz. Hiç şaşırmayın, zira istediği mesleğine ve hayatına kavuşmuş demektir.
Bizi hayal kırıklığına uğratmazsın değil mi Sıtkı?
Geçenlerde kızlar sordu “bu çocuk kimdir”
Ne söylesem az gelir anlatmak imkansızdır.
Aman kızlar kendinizi iyi kollayın
Kazanova oldu gitti, nöbet Sıtkı’nındır.