İngilizce’den en çok nasibini almışlardan biri. Ama buna sevinse mi, üzülse mi acaba? Milletin İngilizce Ödevini, çevirisini yapmaktan başı hiç kurtulamadı ne yazık ki. Ama yine de bizim canımız danışmanımız hiç kimseyi kırmamaya gayret etmekte.
Saat 12.45 sıralarında üçüncü koridorun başında katır, kutur gibi acayibimsi sesler duyulur ve bu ses Xİ-B’de duvar kenarından üçüncü sırada en yoğun frekansına ulaşır. Özlem her zaman ki yemeğini yemektedir. HAVUÇ. Artık arkadaşın Özünde tavşanlık olduğundan şüphe ediyoruz.
Her gün yolculuğa gider gibi getirdiği o dar bavulumsu çantasıyla kamu hizmeti yapmakta.
Bir bakarsınız edebiyatçı, bir bakarsınız tiyatrocu, bir bakarsınız müzisyen; evet, müzisyen. Erkek arkadaşlara taş çıkartacak kadar güzel ıslıkla her çeşit melodiyi dinleyebilirsiniz ondan.
En büyük hobisi tartışmaktır. Öyle ki tartışmış olmak için bile tartışır. Hemde karşısındaki kişiyi savunduğu şey yanlış da olsa inandırır.
Sadece tartışmakla kalsa iyi. Ne zaman mor bir insan görseniz, bilin ki karşısında mutlaka O vardır. Ama bu demek değildir ki mor dağları Özlem yarattı.
Bu hızla giderse onu tip fakültesinde görmemiz işten bile değil. Ama en büyük dileğimiz Onu (onunda dileği) yeni yeni gelişmekte olan psikiyatri dalında iyi bir uzman olarak görmek. Aslında bundan eminiz de. ileride gereksinmesi olanlara (özellikle tıp ve Orta doğuda olanlara) onun adresini şimdiden verebiliriz. Eminiz ki yüzümüzü de kara çıkartmayacaktır.